Sahn-ı Semân Eğitim ve Araştırma Merkezi

Fatih Sahn-ı Semân Medreseleri

Fatih Sahn-ı Semân Medreseleri

İlim-Yayma Cemiyeti Fatih Sahn-ı Semân Araştırma ve Eğitim Merkezi, Fatih Camii’nin iki yanında sıralanan dörderden sekiz adet olmak üzere inşa edilen “yüksek ihtisas” medreselerine “Semâniye” (sekizli) veya “Sahn”, yahut her iki ismin terkip halinde kullanılmasından oluşan “Sahn-ı Semân” adları verilmiştir. Akdeniz (Bahr-i Sefid) ve Karadeniz (Bahr-i Siyah) isimleriyle bilinen bu medreselerin, en doğudaki Baş Kurşunlu, ortadakiler Baş Çift ve Ayak Çift, en batıdaki ise Ayak Kurşunlu olarak adlandırılır. Sahn-ı Semân medreselerinden Akdeniz tarafındakinin en doğuda olanına “birinci” ve Karadeniz tarafında olanların en batıda olanına ise sekizinci manasına gelen “sâmine” isimleri de verilmiştir. Sahn-ı Semân’da Baş ve Ayak medreseleri müstakil yapılar olduğu halde, ortadakiler bitişik nizamda yapılmış çift yapılardır.

Bu medreselerin kurulduğu dönemde Osmanlı ilmiye teşkilatı da oluşum aşamalarındaydı ve Sahn-ı Semân, bir asır sonra Süleymaniye medreseleri kuruluncaya kadar medrese sisteminin zirvesinde yer alıyordu. XVIII. yüzyıldan itibaren giderek iki hâriç, iki dâhil, iki Sahn, iki altmışlı, üç Süleymaniye ve bir dârülhadis olmak üzere ibtidâ-i hâric, hareket-i hâric; ibtidâ-i dâhil, hareket-i dâhil; mûsıle-i Sahn, Sahn-ı Semân; ibtidâ-i altmışlı, hareket-i altmışlı; mûsıle-i Süleymâniyye, hâmise-i Süleymâniyye, Süleymaniye, dârülhadîs-i Süleymaniyye dereceleri oluştu.

Sahn-ı Semân medreseleri, Osmanlı medrese mimarisinin doğal bir gelişmesi neticesinde ortaya çıkmıştır. Bu medreseler, Osmanlı medrese tarzının günümüze ulaşabilen ilk dönem mimari özeliklerine de uygun düşmektedir. Fatih medreseleri, Bursa’daki Yıldırım Bayezid Medresesi (1399), Çelebi Mehmed’in Bursa’da inşa ettirdiği Yeşil Medrese (1415) ve II. Murad’ın Edirne’deki Muradiye Medresesi (1426) ile oluşan geleneğin parçasıdır. Bu medreselerdeki plan tipi, Selçuklu medreselerindeki simetrik eyvanların ortadan kaldırılmasıyla ortaya çıkan şekle dayanmaktadır. Buna göre Sahn-ı Semân medreseleri, Selçuklu medreselerinde görülen, revaklarla çevrili bir açık avlu ve revakların arkasında da öğrenci odalarından meydana gelen plan tipine de uygun düşmektedir. Kaldırılan eyvanın yerine kıble tarafında bir çıkıntı halinde büyükçe kubbeli bir dershane eklenmiş, her öğrenci odasının dışarıya bir pencere ile açılması sağlanmıştır. Tek katlı inşa edilen bu medreselerin tak kapıları sadeleştirilmiş, taş malzeme ile birlikte tuğla da kullanılmıştır.

Bir avlu etrafında planlanmış Sahn-ı Semân medreselerinin her birinde bir dershane-mescit, on dokuz oda ve aralarında eyvana benzer küçük bir açıklık ve bir giriş vardır. Medrese hücreleri kare planlı olup, avluya birer kapı ile açılır. Ayrıca arka cephelere de altlı üstlü birer pencereleri bulunmaktadır. Dershane de kare planlı olup, diğer hücrelerden daha yüksek ve gösterişli biçimdedir, üzeri kasnaklı kubbe ile örtülüdür.

Sahn-ı Semân medreselerinde görev yapmış bazı müderrisler şunlardır:

  1. Molla Hüsrev (v. 885/1480)
  2. Hocazâde Muslihuddin Efendi (v. 893/1488)
  3. Molla Lutfi (v. 900/1495)
  4. Şeyhülislâm Alâeddîn Arâbî Efendi (v. 901/1496)
  5. Kestelî (v. 901/1496)
  6. Ahîzâde Yusuf Efendi (v. 905/1500)
  7. Sarıgörez Nûreddîn Efendi (v. 928/1522)
  8. Fenârîzâde Muhyiddin Mehmed Şah (v. 929/1523)
  9. Şeyhülislâm Zenbilli Ali Efendi (v. 932/1526)
  10. Şeyhülislâm İbn Kemal Paşa (v. 940/1534)
  11. Hatibzâde Muhyiddîn Mehmed Efendi (v. 940/1534)
  12. Kılıçzâde İshak Çelebi Üskübî (v. 943/1537)
  13. Taşköprîzâde Ahmed Efendi (v. 968/1561)
  14. Kınalızâde Ali Efendi (v. 979/1572)
  15. Şeyhülislâm Ebussuûd Efendi (v. 982/1574)
  16. Şeyhülislâm Kadızâde Ahmed Şemseddin Efendi (v. 988/1580)
  17. Zenbillizâde Fudayl Çelebi (v. 991/1583)
  18. Şeyhülislâm Çivizâde Mehmed Çelebi (v. 995/1587)
  19. Mehmed Suûdî Efendi (v. 999/1591)
  20. Şeyhülislâm Abdülkadir Şeyhî Efendi (v. 1002/1594)
  21. Şeyhülislâm Hoca Sâdeddîn Efendi (v. 1008/1599)
  22. Şeyhülislâm Hoca Abdürrahim Efendi (v. 1066/1656)
  23. Şeyhülislâm Hanefî Mehmed Efendi (v. 1069/1658)
  24. Şeyhülislâm Kocahüsamzâde Abdurrahman Efendi (v. 1081/1670)
  25. Köprülüzâde Fâzıl Ahmed Paşa (v. 1087/1676)
  26. Şeyhülislâm Esîrî Mehmed Efendi (v. 1092/1681)
  27. Şeyhülislâm Ankaravî Mehmed Emin Efendi (v. 1098/1687)
  28. Beyâzîzâde Ahmed Efendi (v. 1098/1687)
  29. Şeyhülislâm Debbağzâde Mehmed Efendi (v. 1114/1702)
  30. Şeyhülislâm Atâullah Mehmed Efendi (v. 1127/1715)
  31. Şair Nedim (v. 1143/1730)
  32. Dede Mehmed Efendi (v. 1147/1734)
  33. Müftîzâde Abdürrahim Efendi (v. 1252/1837)
  34. Kuyucaklızâde Âtıf Mehmed Bey (v. 1316/1898)
  35. Hâlidefendizâde Cemâleddin Efendi (v. 1337/1919)
  36. Şeyhülislâm Mustafa Sabri Efendi (v. 1373/1954)
  37. Kâmil Miras (v. 1376/1957)

Medrese Programı

Sahn-ı Semân medreselerinde okutulacak eserleri Fatih Sultan Mehmed, Molla Hüsrev, Ali Kuşçu ve Vezîriâzam Mahmud Paşa’nın birlikte belirledikleri rivayet edilir. Külliye vakfiyesinde, Sahn medreselerinin her birine, başlangıç ve giriş (mebâdî ve mukaddemât) ilimleriyle aklî ve naklî ilimleri iyi bilen birer müderris tayin edilmesi, müderrislere yardımcı olarak seçilen muîdlerin muhtasar kitapları öğretebilecek, teferruatlı olanları öğrenip anlayabilecek kabiliyette olması öngörülmektedir. Ancak okutulacak kitaplara dair ayrıntı verilmemiştir. Zaman içerisinde okutulan eserlerin yerine yenileri konulduğu veya onlara ilaveler yapıldığı gibi müderrislerin kendi tercihlerine göre başka eserler de okutabildikleri bilinmektedir. Medrese programındaki dersleri aklî ve naklî ilimler; ayrıca doğrudan ve dolaylı olarak okutulan dersler olmak üzere sınıflandırmak mümkündür. Tetimme medreselerinde orta (iktisad) ve Sahn-ı Semân’da ileri (istiksâ) seviye eserler okutulurdu. Bu medreselerde matematik ve doğa bilimleri de öğretilmiştir. Tetimme medreselerinde daha çok mantık, belâgat, nahiv ile kelâm ve fıkıhtan bazı eserler okunurken Sahn-ı Semân medreselerinde kelâm, fıkıh ve fıkıh usulü, felsefe, geometri (hendese), aritmetik (hesap) ve astronomi (heyet) gibi ilimler tahsil edilmiştir. Sahn-ı Semân’da bunlara ilaveten teorik ve pratik tıp eğitiminin yapıldığı Tıp medresesi yahut Darüşşifa, daha çok insanların sağlık problemlerini çözme ve tedavi etmeyi amaçladığı için medrese programı içinde ayrıca belirtilmemektedir. Medrese programında doğrudan bulunmayan edebiyat, tarih ve coğrafya eserleri ya özel ilgiye veya çeşitli ders kitaplarının ve konuların anlaşılması ihtiyacına binaen okunuyordu.

Tetimme medreselerinde okunan eserler arasında kelâmda Metâliʿ, belâgata dair Miftâhu’l-ulûm, mantıkta Şerhu’ş-şemsiyye (Kâdı Mîr) yer alır. Sahn-ı Semân’da ise kelâmda Şerhu’l-mevâkıf ve Şerhu’l-makâsıd, fıkıhta Hidâye, fıkıh usûlünde Sadrüşşeria’nın Tavzîh’i ve Taftazânî’nin bu eser üzerine yazdığı Telvîh’i ile Îcî’nin Şerhu’l-Muhtasar’ı, tefsirde Zemahşerî’nin Keşşâf’ı ile Beyzâvî’nin Envâru’t-tenzîl’i, hadis ilminde Sahîh-i Buhârî okutulduğu rivayet edilir. Hesap ilminde Ali Kuşçu’nun Fatih Sultan Mehmed’e takdim ettiği Risale-i Muhammediyye adlı eserinin, heyet derslerinde ise yine Ali Kuşçu’nun Arapça Risale-i Fethiye’sinin okunmuş olduğu tahmin edilmektedir.

Kaynakça

Fahri Unan, Kuruluşundan Günümüze Fatih Külliyesi, Ankara: TTK, 2003.
Fevzi Günüç – Ali Rıza Özcan, Türk Kültür ve Medeniyet Tarihinde Fatih Külliyesi, İstanbul, 2007.
Halil İnalcık, “İstanbul”, TDV İslam Ansiklopedisi, c. 23, s. 225.
İsmail E. Erünsal, “Fatih Kütüphanesi”, TDV İslam Ansiklopedisi, c. 12, s. 250.
Semavi Eyice, “Fatih Camii ve Külliyesi”, TDV İslam Ansiklopedisi, c. 12, s. 244-249